TTB Kürtçe reçete istedi. Konuyla ilgili açıklama yapan TTB, Kürtçe’nin en çok konuşulan ikinci dil olduğunu söyledi.
İşte o açıklama: “Hayatın her alanında olduğu gibi sağlık alanında da insanın kendini en doğru ifade edebildiği dil, en iyi bildiği dil olan ana dilidir. Coğrafyamızda en çok kullanılan ikinci dil olan Kürtçenin ısrarla inkar edilmesi ve kamusal alanda kullanılmaması maalesef siyasi iktidarların siyasi tercihi olarak karşımıza çıkmaktadır. İnkar ve asimilasyoncu politikalar sosyal uyumumuza zarar verdiği gibi sağlık alanındaki eşitsizlikleri de artırıyor. Hastalığın tanısı için gereken ilk adım ve temel bilgiler ancak kişinin kendini tam olarak ifade edebildiği şikayet, tıbbi geçmişi ve aile öyküsü yani anamnez ile mümkündür. Hiçbir yardımcı tanı tekniği anamnezin yerini alamayacağı gibi, hastanın sağlık durumunun ikinci bir kişiye aktarılması da mahremiyet unsuruna ciddi zararlar vermektedir.
Anayasada Eşitlik İlkesi
“Anayasal bir hak olan sağlık ve yaşam hakkının korunması amacıyla, anayasa önünde eşitlik unsuruna uygun olarak, ülkemizde en yaygın olarak kullanılan ikinci dil olan Kürtçenin önündeki engellerin kaldırılması temel talebimizdir. Anadilde sağlık hizmetlerinin önündeki engeller de dahil olmak üzere kamusal alanda. Koruyucu sağlık hizmetlerinin ve modern halk sağlığının öncülerinden Dr. Virchow’un 200 yıl önce belirttiği gibi; Sağlıklı olmanın en önemli bileşenlerinden biri de kişinin ana dilinde sağlık hizmeti almasıdır. Sağlık Bakanlığı’nın e-reçeteye ilişkin başlattığı çok dilli uygulamanın asıl amacının toplumun sağlık düzeyini ve sağlık hizmetlerine erişilebilirliğini artırmak değil, piyasaya açılan sağlık hizmetlerine yönelik bir düzenleme olduğunu açıkladılar. Sağlık Bakanlığı’nın Kürtçe dilini göz ardı etmesi karşılaştığımız ilk uygulama değil. Sağlık Bakanlığı’nın daha önce hazırladığı 9 dillik bilgilendirme broşürlerinde Kürtçe yer almıyordu. Sağlık Bakanlığının ve siyasi otoritenin Kürtçeye yönelik ayrımcı tutumunu kınıyor ve Sağlık Bakanlığının bu ırkçı yaklaşıma sahip olanlar hakkında derhal soruşturma başlatmasını talep ediyoruz. Bu uygulamanın yanı sıra ülkede yaşayan her bireye kendi ana dilinde kaliteli, ulaşılabilir, ücretsiz sağlık hizmeti sunulması talebimizi ısrarla yineliyoruz. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
